Küresel ısınma, kaybolan bitki ve hayvan türleri, bereketli toprakların çölleşmesi ve okyanuslarda, karada ve soluduğumuz havada plastik kirliliği gibi acil çevre sorunları, önümüzdeki birkaç ay boyunca Birleşmiş Milletler’in gündeminde olacak. Bu kapsamda, BM, gezegenin temel tehditlerini ele almak üzere dört büyük oturum gerçekleştirecek.
İlk oturum, 21 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında Kolombiya’nın Cali kentinde biyoçeşitliliğe adanmış bir “Taraflar Konferansı” (COP16) ile başlayacak. Her iki yılda bir düzenlenen bu konferans, dünyanın doğal yaşamındaki zengin bitki ve hayvan çeşitliliğini koruma konusunu tartışmak amacıyla toplanıyor. COP16’nın yeni bir çığır açması beklenmese de, 2022’de Montreal’de yapılan zirveden bu yana kaydedilen ilerlemelerin değerlendirilmesi yapılacak.
Gezegenin yüzde 30’unun korunması için ulusal stratejiler belirlenecek.
Montreal’de ülkeler, biyoçeşitlilik kaybını durdurmayı ve ekosistemlerin sağlığına kavuşturulmasını hedefleyen tarihi bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma çerçevesinde, 2030 yılına kadar gezegenin yüzde 30’unun çevre koruması altına alınması taahhüt edilmişti. Cali’de ülkeler, bu küresel hedefe ulaşmak için ulusal stratejiler belirleyecek ve Kolombiya’nın ev sahipliği yaparak diğer ülkelere model oluşturması bekleniyor.
İkinci önemli oturum, 11-22 Kasım tarihleri arasında Azerbaycan’da gerçekleştirilecek. Eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Azerbaycan, petrol ve gaz ihracatına bağımlı bir ekonomiyle dikkat çekiyor. 2023 yılında Dubai’de yapılan son iklim zirvesinde, fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde tarihi bir taahhüt verilmişti. Ancak bu yılki gündemin öncelikli maddesi, yoksul ülkelerin iklim değişikliği konusunda desteklenmesi olacak.
Gelişmekte olan ülkeler için acil çevre sorunları kapsamında mali destek ihtiyacı var.
COP29 olarak bilinen zirvede, “iklim finansmanı” konusunda yeni bir anlaşmaya varılması bekleniyor. Zengin ülkelerin, küresel ısınmadan en çok etkilenen gelişmekte olan ülkelere mali destek sağlaması planlanıyor. Ancak henüz üzerinde mutabakat sağlanmış bir rakam bulunmuyor ve destek mekanizmaları üzerinde fikir birliği sağlanmış değil. Gelişmekte olan ülkeler, 2009’da taahhüt edilen 100 milyar dolardan çok daha fazlasını talep ediyor. Bu miktara 2022’de ancak tam olarak ulaşılabildi.
Üçüncü oturum, Suudi Arabistan’da verimli toprakların çölleşmesi konusunu ele alacak. 2-13 Aralık tarihlerinde Riyad’da düzenlenmesi planlanan bu COP16, çölleşmenin etkilerini azaltmak için önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Kuraklık ve aşırı otlatma gibi insan kaynaklı faaliyetler, çölleşmeye yol açmakta; bu durum özellikle kurak bölgelerde toprağın bozulmasına neden olmaktadır.
2022 yılında 175 ülke plastik kirliliği konusunda dünya çapında bir anlaşma için müzakerelere hız verdi.
Anlaşmanın ilk oturumu 25 Kasım’da Güney Kore’de gerçekleştirilecek. Bu anlaşma, okyanusları ve nehirleri kirleten plastik çöplere karşı uluslararası bir tepki oluşturmayı amaçlıyor. Ancak bazı ülkeler, anlaşmanın plastik üretimini kısıtlamasını talep ederken, petrol ve gaz üreticisi ülkeler geri dönüşüme odaklanmayı savunuyor.
Greenpeace’in Pan-Afrika Plastik Projesi Başkanı Hellen Kahaso Dena, ülkelerin “plastik üretimini azaltmaya öncelik veren bir antlaşma üzerinde uzlaşacaklarına” inanıyor. Bu dört oturum, iklim değişikliği ve çevre sorunları ile mücadelede küresel iş birliği için kritik bir dönüm noktası teşkil ediyor.
Kaynak: Hürriyet Daily News