İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame, Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamede yer alan bilirkişi raporlarına göre, kazada Gdz Elektrik ve İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) firmalarının asli kusurları olduğu belirtiliyor. Ayrıca, olayın meydana gelmesinde öngörülemeyen ve önlenemeyen olağanüstü bir doğa olayı olmadığı, hayatını kaybedenlerin olayın oluşumuna neden olabilecek herhangi bir tehlikeli davranışta bulunmadığı veya kişisel kusurlarının bulunmadığı ifade ediliyor.
Raporda, olayın meydana geldiği gün ızgaraların yağmur suyunu etkili bir şekilde tahliye edemediği ve ızgaraların rutin bakım ve temizliğinin gereken şekilde yapılmadığı sonucuna varıldığı belirtildi. Olay yeri fotoğraflarıyla desteklenen raporda, ızgaraların tamamen çamur, atık, yağmur suyu ve pislikle dolmuş olduğu, ızgaralardan tahliye olamayan yağmur sularının yola dolarak izolasyonu bozmuş akım yüklü kablolarla teması sonucu kaçak elektrik yüklü su birikintisi oluşturduğu ve bu durumun oldukça tehlikeli bir ortam yarattığı ifade edildi.
Elektrik kablolarının döşendiği kazının, gereken derinliğin yarısı kadar yapılması ciddi bir kusur.
Raporda, bölgede bulunan bir iş yerine ait video incelendiğinde, 4 Ocak’ta olayın meydana geldiği yerde mühendislik firması tarafından yerleştirilen yağmur suyu ızgaralarının beton rögar kütlesinin montajı sırasında kabloların çekildiği ve etrafına balyozlarla vurulduğu görüldü.
Raporlarda, yer altı elektrik kablolarının döşendiği kazının, gereken derinliğin yarısı kadar yapılmasının olayın yaşanmasında doğrudan etkili ve ciddi bir kusur olduğu belirtildi. “9 Ocak 2024’te elektrik kablosunda yapılan tespite ilişkin sistem içi haberleşme yazılımında ‘yerden geçen kablolardan duman çıkmakta, mazgala giderse elektrik çarpması oluşabilir’ bilgisinin sisteme aktarıldığı görülmektedir. Buradan, olayın yaşanmasından çok önce aslında olayın yaşandığı noktada ciddi bir arızanın olduğu kanısına varılıyor. Eğer elektrik yer altı kabloları projesine göre olması gerektiği yerde, yani projesine göre 70 santimetre derinlikte olsaydı, ızgaranın beton kütlesi oturmuş olsa bile kablolara hasar veremeyecek olduğundan kazanın yaşanmayacağı açıkça ortada.”
Şüpheli ifadelerine de yer verilen iddianamede;
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “Kurum bünyesinde 7 bin personel bulunmaktadır. İzmir ve 30 ilçenin tümüne hizmet vermektedir. Dolayısıyla burada gerçekleşen her olaya bizzat genel müdür tarafından müdahale edilmesi ve genel müdürün sorumluluğun doğması kabul edilebilir değildir. Ayrıca son olarak olayın olduğu yere Gediz görevlileri müdahale etmiştir. Dolayısıyla illiyet bağı ortadan kalkmıştır.” dedi.
Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, “2024 Ocak ayında İZSU tarafından yapılan mazgal döşemesinde ve devamında kurumumuzdaki görevlilerin arıza kaydı sonrası yaptığı tadilat ve onarım işlemlerinde savcılığınızca soruşturma başladıktan sonra haberdar oldum. İZSU çalışma yaptığı yerde kurumumuzdan gözlemci bulundurması gerekliliğine ilişkin kurumumuzla irtibat kurmamıştır.” ifadelerinde bulundu.
Cumhuriyet savcısı; ‘bilinçli taksirle öldürme suçunu’ işledikleri tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu savunmasında, 2022 yılında İZSU Genel Müdürlüğü görevine başladığını ve 2024 yılının Nisan ayında bu görevden ayrıldığını ifade etti. Görev süresi boyunca kurumdaki personelle birlikte hareket ettiğini ve her bir personelin kendi görevleri doğrultusunda yaptıkları hatalardan şahsen sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirtti. Olay yerinde en son müdahale eden kurumun Gdz Elektrik olduğunu vurguladı.
Olayla ilgili cumhuriyet savcısının değerlendirmesinde, “Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. ve İZSU Genel Müdürlüğü ile bu kurumların yüklenici firmaları yetkilileri ile görevlileri olan şüphelilerin, İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz‘in elektrik kaçağından kaynaklı olarak vefat etmelerinde süre gelen ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile zincirleme kusurlarıyla gerekli dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle üzerlerine atılı eylemlerine uyan ‘bilinçli taksirle öldürme suçunu’ işledikleri tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.” ifadeleri bulunuyor.
22,5’ar yıl hapis cezası talep edildi.
Cumhuriyet savcısı, 51 şüpheliden 9’unun dosyalarını ayırarak, 42 şüpheli hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlamasıyla 22,5’ar yıl hapis cezası talep etti. Özge Ceren Deniz’in ailesinin avukatı Ayşe Sarıçiçek, soruşturma kapsamında ev hapsine alınan 2 şüpheliden biri olan Gdz Elektrik personeli elektrik mühendisi T.E.’nin ekipler tarafından evinde bulunamadığını ve bu nedenle şüphelinin tutuklanması için savcılığa başvurduklarını ifade etti.
Kaynak: Sputnik