Yeni yapılan bir araştırma, koku ve işitme duyularının beynimizde nasıl etkileşerek sosyal davranışları yönlendirdiğini ve bu etkileşimin farelerdeki anne sevgisi içgüdülerini nasıl etkilediğini gösteriyor. Cold Spring Harbor Laboratuvarı’ndan Profesör Stephen Shea, bu keşfin, insanların ve hayvanların dünyayı deneyimlerken tüm duyularını kullandığını ancak bazı durumlarda, örneğin gelişimsel bozukluklarda, bu süreçlerin bozulabileceğini vurguladı.
Shea ve araştırma ekibi, farelerdeki yavru alma (pup retrieval) davranışını inceledi. Bu davranış, yalnızca annelerle sınırlı olmayıp, üvey anneler ve bakıcılar gibi diğer bireyler tarafından da öğrenilebiliyor. Yapılan çalışmalar, fare beyninde koku sinyallerinin bazal amigdala’dan işitme korteksine taşındığını ve burada ses sinyalleriyle birleşerek sosyal ve duygusal tepkileri etkilediğini gösterdi. Özellikle, anne farelerin koku sinyallerine erişimi engellendiğinde, yavru alma davranışlarının neredeyse tamamen kaybolduğu gözlemlendi.
Koku ve işitme duyularının beyindeki etkileşimi sosyal davranışları yönlendiriyor.
Araştırmalar, bu sürecin otizm ve nörodejeneratif hastalıklar gibi durumlarda bozulabileceğini düşündürüyor. Beynin farklı bölgelerinin bu davranışa nasıl katıldığını ve kontrol ettiğini anlamak, sosyal ipuçlarını yorumlama yeteneği üzerinde daha fazla bilgi edinmemizi sağlayabilir.
Yeni çalışma, duyusal algıların sosyal bağlantı kurma üzerindeki etkilerini keşfediyor.
Profesör Shea, “Emosyonel süreçlerin doğrudan algıyla etkileşime girdiği bu nöral devreyi keşfetmek bana heyecan verici geliyor” diyerek bu bulguların insanlık için büyük bir öneme sahip olabileceğini belirtti. Bu çalışma, duyularımızın birbirimizle bağlantı kurma şeklimizi ve dünyayı deneyimleme biçimimizi nasıl şekillendirdiğini anlamamıza katkı sağlayacak.
Kaynak: SciTechDaily