Son yıllarda iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, çevre dostu politikaların ve sürdürülebilir çözümlerin ön planda olduğu bir döneme girdi. Ancak, bu bağlamda petrol şirketlerinin uygulamaları ciddi şekilde sorgulanıyor. AA muhabirinin “Yeşil Kapitalizm” başlıklı dosya haberinin son bölümünde, petrol şirketlerinin iklim krizine yönelik politikaları ve bu politikaların yeşil aklama olarak nitelendirilen uygulamalarla nasıl örtüştüğü ele alınıyor.
Yeşil aklama, bir şirketin çevre dostu olduğunu göstermek için yanıltıcı stratejiler kullanmasını ifade ediyor. Şirketler, çevre dostu ürünler sunduklarını ve sürdürülebilir projelere yatırım yaptıklarını iddia ederek, tüketicileri yanıltma yoluna gidiyor. Ancak, bu uygulamalar genellikle gerçek çevresel faydalardan uzak, sadece imaj tazeleme amacı güdüyor.
COP27’deki sponsorluk anlaşması, plastik kullanımının yeşil aklama olduğunu gösteriyor.
Örneğin, 2022’de Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen COP27 iklim zirvesi, bir gazlı içecek üreticisinin sponsorluğunda gerçekleşti. Ancak Ellen MacArthur Vakfı’nın raporuna göre, bu şirket yılda yaklaşık 3 milyon ton plastik kullanıyor. Aktivistler, bu sponsorluk anlaşmasının iklim zirvesinin amacına ters düştüğünü ve yeşil aklama olarak değerlendirildiğini belirtiyor.
Avrupa Komisyonu’nun araştırması, şirketlerin sunduğu “yeşil çözümler”in büyük bir kısmının yanıltıcı olduğunu ortaya koydu. Şirketlerin yaklaşık yüzde 53,3’ünün “muğlak, yanıltıcı veya asılsız” çözümler sunduğu tespit edildi. Ayrıca, şirketlerin yaklaşık yüzde 40’ının bu çözümlerin uygulanabilirliğini ispatlamadığı görüldü. Bu durum, yeşil aklamanın yaygın olduğunu ve gerçek çevre dostu şirketlerin adil bir rekabet ortamında olmadığını gösteriyor.
Petrol şirketlerinin yeşil aklama yaptıkları iddia ediliyor.
Global Witness’tan Alice Harrison ve Carbon Tracker’dan Mike Coffin, petrol şirketlerinin çevre dostu olduklarını iddia ederek aslında yeşil aklama yaptıklarını belirtiyorlar. Harrison, fosil yakıt şirketlerinin karbon kredisi gibi yöntemlerle çevresel etkilerini dengelemeye çalıştığını, ancak bu yöntemlerin sınırlı etkisi olduğunu ifade ediyor. Karbon kredisi denkleştirme, şirketlerin emisyonlarını dengelemek için yatırım yaptığı projelere verilen isimdir, ancak bu projelerin gerçek çevresel faydaları genellikle sınırlıdır.
Harrison ve Coffin, petrol şirketlerinin doğal gaz gibi fosil yakıt yatırımlarını “yenilenebilir enerji” olarak sunmasının yanıltıcı olduğunu vurguluyor. Bu tür uygulamalar, yatırımcıları ve tüketicileri yanıltarak şirketlerin kendi çıkarlarını korumaya yönelik stratejiler olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: AA
