Suça sürüklenen çocuk sayısı, 2022 yılında 2021 yılına nazaran artış göstermişti. 2023 yılında ise azalma olduğu tespit edildi. “Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2023 yılında, 2022 yılına göre %10,7 oranında azalarak 537 bin 583 oldu. Bu olaylarda çocukların 242 bin 875’i mağdur olarak, 178 bin 834’ü suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 84 bin 751’i bilgisine başvurma amacıyla, 15 bin 716’sı kayıp (ın %39,8’ine yaralama, %20,8’ine hırsızlık, %7,7’sine pasaport kanununa muhalefet, %4,9’una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4,0’ına ise tehdit suçları isnat edildi. Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 242 bin 875 çocuğun %89,7’sini suç mağduru, %10,2’sini takibi gereken olay mağduru çocuklar oluşturdu. Güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen veya getirilen 217 bin 915 çocuğun %61,3’ü yaralama, %11,8’i cinsel suçlar, %8,6’sı aile düzenine karşı suçlar, %4,4’ü tehdit, %13,9’u ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı mağdur oldu.”
hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 11 bin 179’u kabahat işlediği iddiasıyla, 4 bin 228’i ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.”
“Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklar2022 yılında suça sürüklenen çocuk sayısında artış gözlemlenmişti.
“Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında, 2021 yılına göre %20,5 oranında artarak 601 bin 754 oldu. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106’sı mağdur olarak, 206 bin 853’ü suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 100 bin 490’ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499’u kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 12 bin 684’ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122’si ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.”
“Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olayların 206 bin 853’ü suça sürüklenme nedeni ile gerçekleşti. Bu çocukların %37,8’ine yaralama, %25,2’sine hırsızlık, %4,5’ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4,2’sine pasaport kanununa muhalefet suçu, %4,1’ine ise tehdit suçları isnat edildi. Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 259 bin 106 çocuğun %89,8’ini suç mağduru, %10,1’ini takibi gereken olay mağduru çocuklar oluşturdu. Güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun %58,5’i yaralama, %13,7’si cinsel suçlar, %8,7’si aile düzenine karşı suçlar, %4,8’i tehdit, %14,3’ü bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı mağdur oldu.”
Çocukların suça sürüklenmesinde sadece bireysel davranışlar değil toplumsal sorunlarda önemli rol oynuyor.
Çocukların suça sürüklenmesinin arkasında yatan sosyolojik nedenler, sadece bireysel davranışlarla ilgili değil aynı zamanda geniş çaplı toplumsal sorunlarla yakından ilişkili. Uzmanlar, çocuk suçluluğunu önlemek ve müdahale yöntemlerini geliştirmek için bu sosyolojik etkenlerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Çocuk suçluluğunun kökeni toplumun çeşitli dinamiklerinden kaynaklanıyor. Sosyal, ekonomik, kültürel ve ailevi etmenler, çocukların suç işleme eğilimlerini etkileyebilir. Bu nedenle, etkili önleme ve müdahale stratejileri geliştirmek için bu etkenlerin anlaşılması büyük önem taşıyor. Ayrıca, toplumsal faktörlerin ele alınması, suç oranlarını azaltma ve çocukların sağlıklı bir gelişim göstermelerini destekleme açısından kritik rol oynuyor.
Aile, çocukların gelişiminde kritik bir rol oynuyor.
Aile içi şiddet, ihmal, ya da istismar gibi olumsuz koşullar, çocukların suç davranışlarına yönelmesine zemin hazırlayabiliyor. Ailedeki ekonomik zorluklar ve ebeveynlerin düşük eğitim seviyesi de çocukların suç işleme riskini artırabiliyor. Özellikle boşanma, aile içi çatışmalar ve ebeveynlerin suç geçmişi gibi faktörler, çocukların suç davranışlarına eğilim göstermelerine neden olabiliyor. Aynı zamanda çocuğun cezai ehliyetinin olmaması, yani 12 yaş altı çocukların hukuki sorumluluğa sahip olmamaları, aileler tarafından ceza almayacağı gerekçesiyle çocuğun suça yönlendirilmesine neden oluyor. Ancak bu tür davranışlar ciddi etik ve hukuki sorunlara yol açıyor ve toplumsal sorunları derinleştiriyor.
Yoksulluk ve ekonomik eşitsizlik, çocukların suç işleme olasılığını artırabiliyor. Ekonomik sıkıntılar, çocukların temel gereksinimlerini karşılamakta zorlanmalarına ve bu nedenle suç işleme yoluna başvurmalarına neden olabiliyor. Ayrıca, işsizlik ve düşük gelir seviyeleri, ailelerin çocuklarına yeterince destek sağlamalarını güçleştirerek, çocukların suç eğilimlerini artırabiliyor.
Çocukların suça sürüklenmesinde sosyal çevre önemli faktör.
Eğitim sistemindeki eşitsizlikler ve okul ortamındaki olumsuz deneyimler, çocukların suç işleme eğilimlerini etkileyebiliyor. Okulda karşılaşılan zorbalık, düşük akademik başarı ve eğitimdeki eksiklikler, çocukların sosyal uyumsuzluk hislerini artırabiliyor. Ayrıca, sosyal çevre, arkadaş grupları ve yaşadığı mahalledeki komşuluk ilişkileri de çocukların suç davranışlarını etkileyen önemli faktörler. Suç oranlarının yüksek olduğu bölgelerde, sosyal destek sistemlerinin eksikliği çocukların kötü alışkanlıklar geliştirmesine neden olabiliyor.
Aile, eğitim, ekonomik ve toplumsal faktörlerin bir araya gelmesi, çocukları suç davranışına yöneltebiliyor. Bu sorunlara etkili bir çözüm bulabilmek için, toplumsal yapının güçlendirilmesi, eğitim fırsatlarının iyileştirilmesi ve aile destek sistemlerinin güçlendirilmesi gerekiyor. Çocukların suç davranışlarını önlemek ve toplumsal uyumunu sağlamak adına, bu sosyolojik nedenlerin kapsamlı bir şekilde ele alınması büyük önem taşıyor.
Kaynak: TÜİK