Dünyanın ilk yapay zekâ yasası, Eylül 2026’dan itibaren tamamen yürürlüğe girmesi planlanan bir düzenleme. Bu yasa, yapay zekâ teknolojilerinin etik ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor. Kademeli bir geçiş süreciyle uygulanacak bu düzenleme, yapay zekâ alanında yeni standartlar getirecek.
Avrupa Komisyonu tarafından yasanın uygulanmasından sorumlu olan AB Yapay Zekâ Ofisi kuruldu. İstanbul Barosu Kişisel Verilerin Korunması Komisyonu Genel Sekreteri Av. Damlanur İpek, AB Yapay Zekâ Yasası’nı Cumhuriyet’e değerlendirdi. İpek, yasanın Avrupa Birliği sınırlarında hizmet sunan tüm yapay zeka modellerine uygulanacağını belirterek, bu düzenlemenin Türkiye de dahil olmak üzere küresel bir etki yaratmasını beklediğini ifade etti.
Yasa, dört ana risk kategorisi üzerinden değerlendirilecek.
İpek, yasanın dört ana risk kategorisi—düşük, sınırlı, yüksek ve kabul edilemez—üzerinden değerlendirileceğine dikkat çekti. Sosyal puanlama yapılması ve kamuya açık alanlarda gerçek zamanlı uzaktan biyometrik kimlik tespiti gibi uygulamaların kabul edilemez riskler arasında yer aldığını belirtti. Yapay Zekâ Yasası, bu tür eylemleri Avrupa Birliği’nin değerleri ve temel haklarına aykırı oldukları için yasaklanıyor. Ayrıca, delilleri inceleyen yapay zekâ sistemleri ve cerrahi robotlar yüksek riskli olarak değerlendirilmiş olup, bu sistemlerin kullanımı ek gereksinimler altında gerçekleştirilebiliyor. Sohbet robotlarının kullanımı ise, karşı tarafın yapay zekâ ile etkileşime girdiği konusunda bilgilendirilmesini gerektiriyor.
Yapay Zekâ Yasası çerçevesinde uygulanacak ceza miktarları yüksek.
İpek, AB’nin Yapay Zekâ Yasası çerçevesinde uygulanabilecek cezalara dikkat çekerken, ceza miktarlarının oldukça yüksek olabileceğini belirtti. İpek, “Yapay Zekâ Yasası’nda belirlenen idari para cezaları oldukça yüksek seviyelere çıkabiliyor. İhlalin ciddiyetine bağlı olarak, cezalar 10 milyon Euro ile 40 milyon Euro arasında değişebilir veya yıllık küresel gelirlerin yüzde 2’si ile yüzde 7’si arasında bir oran uygulanabilir. Daha yüksek olan miktar tercih edilecektir. Bu denli büyük yaptırımların varlığı nedeniyle, yapay zekâ sistemlerinin üretim aşamasından itibaren yasaya tam uyum sağlamak kritik öneme sahip olacaktır” şeklinde konuştu.
Yasanın yapısal özellikleri nedeniyle küresel bir etkisi olacağını vurgulayan İpek, ilgili kurumların bu duruma uyum sağlamalarını tavsiye etti. “AB sınırları içerisinde yerleşik olup olmadığına bakılmaksızın yapay zekâ sistemlerinin paydaşı olan tüm aktörlerin yasaya tam uyum sağlaması çok önemli. Yasada öngörülen idari para cezalarının yanı sıra, şirketler için ortaya çıkan itibar riskleri de göz önünde tutulduğunda gerek kamuda gerekse de özel sektörde faaliyet gösteren tüm kuruluşların yasaya tam uyum için bir an önce çalışmaya başlaması gerekiyor.” dedi.
Kaynak: Cumhuriyet