Erkin Koray, 24 Haziran 1941’de İstanbul’da doğdu. Annesi Vecihe Koray, İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda klasik batı müziği piyano öğretmeniydi ve Koray’ın müzikle tanışması bu sayede erken yaşta başladı. 5 yaşında annesinden piyano dersleri almaya başladı ve devamında genç yaşlarında gitarla tanışarak rock müziğe yöneldi.
Erkin Koray ile Anadolu Rock’un doğuşu
1960’lar, Türkiye’de önemli sosyo-politik değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. Bu dönemde Anadolu Rock adı verilen yeni bir müzik türü ortaya çıktı. Bu tür, geleneksel Türk melodilerini ‘Modern Rock’n Roll’ ritimleriyle harmanlıyordu. Erkin Koray, bu müzikal devrimin öncülerinden biriydi. Doğup büyüdüğü semt olan Kadıköy’de duvarlara ‘Rock’n Roll Kralı Erkin Koray’ afişleri asılıyordu. Halk müziği ve rock müziği birleştirerek genç nesiller arasında büyük yankı uyandırdı.
1970’lerde Koray, müzikal deneylerini “Elektronik Türküler” albümüyle yeni bir seviyeye taşıdı. Bu albüm, geleneksel Türk halk müziği ile rock türünü cesurca harmanlayarak Koray’ın yenilikçi ruhunu ortaya koydu. “Cemalim” ve “Karlı Dağlar” gibi şarkılar, Koray’ın tarzının mükemmel örneklerindendir ve Anadolu rock’un özünü yansıtır.
Cemalim’in öyküsüne gelin yakından bakalım:
Erkin Koray’ın eşsiz parçası “Cemalim”ın hikayesi oldukça hüzünlüdür:
‘’Ürgüp’ün Karlık köyünün eşrafından ve varlıklı bir ailesinden olan Cemal bir gün hainlikle suçlanarak öldürülür. Herkes tarafından sevilip sayılan Cemal’in ölümüne üzülmeyen kalmaz. Eşi Şerife, acılarını ağıtlarıyla hafifletmeye çalışır.
Yetim kalan oğlu Mustafa ise birkaç yıl sonra hasat zamanı bir atın tepmesi sonucu vefat eder. Şerife daha sonra Cemal’ın yeğeni Hayrullah ile evlendirilir. Hayrullah’tan oğlu İsmet Aksoy doğar. Ağıt, Şerife’nin ikinci kocası Hayrullah’ın sonraki yıllar da Refik Başaran’a “Herkese bir türkü okudun ama, bana okumadın” diye sitem etmesi üzerine plağa okunur.
Türkünün her okunuşunda Şerife gözyaşlarını tutamaz ve Cemali “Al kanlar içinde gördüğü” unutulmasın diye sözlerini de bu şekilde yazar.’’
Kariyeri, büyüyen popülaritesine rağmen zorluklarla doluydu.
Müziği, siyasi düzene karşı eleştirel olduğu için sık sık sansüre maruz kaldı. Şarkıları radyo yayınlarından yasaklandı ve yetkililer tarafından hedef alındı. Ancak bu zorluklar, Koray’ın kararlılığını güçlendirdi ve Türk müziğinin sınırlarını zorlamaya devam etti.
Her zaman çok cesurdu.
Erkin Koray, David Bowie ve Alice Cooper gibi sanatçıların renkli yüz makyajlarını kendisine uygulattı. Türkiye’de uzun saç bırakmanın bile oldukça ilginç karşılandığı bir dönemde, Koray’ın bu tarzı benimsemesi büyük bir cesaret örneğiydi. O dönemde gazeteler, David Bowie’yi “Hötöröf bozuntusu yine sapıttı. Şu pozlara, şu hallere bak!” gibi ifadelerle eleştiriyordu.
Bowie gibi bir sanatçının tarzını benimsemek, o dönemin muhafazakar Türkiye’sinde büyük bir risk almak anlamına geliyordu, ancak Koray’ın cesur ve yenilikçi kişiliği bu riskleri göze almasını sağladı.
Türk rock müziğinde silinmez bir iz bıraktı.
Erkin Koray, kariyeri boyunca birçok albüm ve single çıkardı ve Türk rock müziğinde silinmez bir iz bıraktı. “Şaşkın,” “Fesupanallah,” ve “Arapsaçı” gibi sevilen şarkıları, onun müzikal mirasının önemli parçalarıdır. 2023 yılında Toronto, Kanada’da bir akciğer rahatsızlığı sonucu hayatını kaybetti.
Erkin Koray’ın ölüm yıldönümünde, onun müziğe yaptığı devasa katkıları ve Anadolu rock’un öncüsü olarak rolünü hatırlıyoruz. Yenilikçi ruhu ve farklı müzikal gelenekleri harmanlamadaki korkusuz yaklaşımı, dünya çapında yeni nesil müzisyenlere ilham vermeye devam ediyor.
Onun mirası, kalbimizde ve Türk rock müziğinin canlı tınılarında yaşamaya devam ediyor.
“Yaşamak hatırlamaktır. Allah Baba gibi ölümsüz olsaydık, belki hatırlamasak da olurdu. Ama bizim Can’ımız sınırlı…” -Erkin Koray
Kaynak: Turquazz, IndyTurk , HaberTurk