Antik Roma, M.Ö. 31 yılında kurulduğundan bu yana, hem tarihi hem de kültürel etkisiyle popüler kültürün şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak Roma İmparatorluğu’nun imajı, özellikle Hollywood filmleri ve video oyunları gibi modern medya üzerinden yanlış bir şekilde şekillendirilen pek çok efsane içeriyor. Gladyatör dövüşlerinden Roma’nın çöküşüne kadar, Roma’nın simgeleri genellikle büyük bir dram ve mitolojiyle bağdaştırılmıştır. Ancak gerçekte, bu efsanelerin çoğu tarihsel doğrulardan uzak, kurgusal anlatılardır.
İşte antik Roma hakkındaki sekiz yaygın efsanenin ardındaki gerçekler:
1. Gladyatör dövüşleri: “Öldür ya da öldürül” hikâyesi doğru mu?
Popüler filmler, gladyatör dövüşlerini öldür ya da öldürül temasıyla tanıtsa da, gerçekler farklıydı. Tarihçi Garrett Ryan’ın Çıplak Heykeller, Şişman Gladyatörler ve Savaş Filleri adlı eserinde belirttiği gibi, gladyatörlerin dövüşlerinin yalnızca %20’si ölümcül olurdu. Gladyatörlerin ölümünün finansal bir kayıp anlamına gelmesi, bu dövüşlerin ölümle sonuçlanmasının nadir olmasına yol açıyordu. Ancak bu dövüşler, yine de ciddi yaralanmalara yol açabiliyor ve çoğu zaman enfeksiyonla sonuçlanabiliyordu.
2. Vomitorium: kusma odası mı, yoksa farklı bir yapı mı?
Antik Romalıların aşırı yemek yedikten sonra kusmalarını sağlamak için özel odaları olduğu yaygın bir efsanedir. Ancak vomitorium, aslında arenaların ve amfitiyatroların mimari bir özelliğiydi. Bu yapılar, seyircilerin binaya hızlı ve verimli bir şekilde girmesini ve çıkmasını sağlamak için tasarlanmışlardı, yani kusma ile hiçbir ilgisi yoktu.
3. Antik Roma heykellerinin beyazlığı gerçek mi, efsane mi?
Roma heykelleri genellikle beyaz mermerden yapılmış ve zamanla solmuş olarak tasvir edilir. Ancak, gerçekte, bu heykeller canlı renklere sahipti. Sanatçılar, mermerin üzerine boyalarla canlı cilt tonları ve detaylar eklerdi. Zamanla bu boyalar solmuş ve heykellerin bugünkü renklessiz görünümüne kavuşmuştur.
4. Nero’nun Roma yangınında keman çaldığı iddiası gerçek mi?
M.S. 64’te Roma’yı harap eden büyük yangının ardından Nero’nun soğukkanlılıkla keman çaldığına dair yaygın bir efsane vardır. Ancak bu, tarihi kaynaklarda doğrulanan bir olay değildir. Dahası, keman o dönemde henüz icat edilmemişti. Gerçekten de Nero, yangın başladığında şehirde değildi ancak haberi alır almaz Roma’ya geri dönüp yangının söndürülmesi için çaba harcamıştır.
5. Romalı kadınlar, evle mi sınırlıydı?
Roma’da kadınların daha az özgürlüğe sahip oldukları doğru olsa da, bu onların evlerinde tamamen tecrit edilmiş oldukları anlamına gelmez. Aksine, bazı Romalı kadınlar mülk sahibi olmuş ve siyasette etki sağlamışlardır. Örneğin, Julia Felix Pompeii‘de hamama ve binalara sahipti. Ayrıca, Roma’daki kadınlar, giysi yasaları gibi kısıtlamaları protesto etmek için halk ayaklanmalarına katılmışlardır.
6. Roma İmparatorluğu’ndaki insanlar ve kültürler homojen miydi?
Roma İmparatorluğu, geniş sınırlarıyla pek çok farklı kültürü ve dili kapsıyordu. İmparatorluk sınırları dahilindeki insanlar farklı kökenlere sahipti; örneğin, Roma Britanyası’nda Afrikalı askerler bulunmaktaydı ve bazı imparatorlar da İtalyan yarımadasından gelmemekteydi. Trajan, İspanya’dan doğmuşken, Septimius Severus ise Libya kökenliydi.
7. Erken Hıristiyan şehitleri, Kolezyum’da mı katledildiler?
Erken dönem Hıristiyanların kolezyumda vahşice öldürüldüğü iddialarının aksine, tarihsel kanıtlar bu tür infazların çoğunlukla Roma’daki diğer arenalarda ve Circus Maximus gibi bölgelerde gerçekleştiğini gösteriyor. Kolezyum’daki şehitlik hikayeleri, beşinci yüzyılda ortaya çıkmış ve Katolik Kilisesi tarafından kutsal kabul edilmiştir.
8. Roma İmparatorluğu’nun çöküşü 476 mı, 330 mu?
Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında, Germen kralı Odoacer tarafından sonlandırıldığı düşünülür. Ancak, bu tarihsel anlatı doğruyu yansıtmıyor. İmparatorluk 330’da ikiye bölünmüş, Batı Roma İmparatorluğu‘nun çöküşü, Doğu Roma İmparatorluğu yani Bizans’ın devamı anlamına gelmemiştir. 476’daki olaylar, sadece Batı Roma İmparatorluğu’nun sonunu işaret etmekteydi, Doğu Roma ise bin yıl daha ayakta kalmıştır.
Antik Roma’nın mirası bugün bile çeşitli biçimlerde yaşamaya devam etmektedir. Ancak, Roma’ya dair efsanelerin çoğu, gerçeğin çok ötesindedir ve bu yanlış inançların ayakta kalması tarihin gerçeklerini gölgede bırakmaktadır.
Konuyla ilgili kitaplar;
- “The History of Rome” – Titus Livius
- “The Rise of Rome” – Anthony Everitt
- “The Decline and Fall of the Roman Empire” – Edward Gibbon
- “The History of Rome” – Michael Grant
- “SPQR: A History of Ancient Rome” – Mary Beard
- “The Twelve Caesars” – Suetonius
- “The Fall of the Roman Empire: A New History of Rome and the Barbarians” – Peter Heather
- “The Roman Revolution” – Ronald Syme
Kaynak: National Geographic