Kara delikler, akıl almaz derecede yoğun nesneler, bu da onlara muazzam bir çekim gücü veriyor. Ancak kara delikler uzaydaki her şeyi bir elektrik süpürgesi gibi durmaksızın emmezler (öyle olsaydı, muhtemelen bir tanesinin içinde olurduk). Bir şeylerin etkilenmesi için yakınından geçmesi gerekiyor. Örneğin Samanyolu galaksimizin merkezindeki kara delik fazla bir şey yemiyor.
Ancak bizden 23 milyon ışık yılı uzaklıktaki spiral galaksi NGC 4258’in merkezindeki devasa kara delik açgözlülükle yemek yiyor. Güçlü James Webb Uzay Teleskobu, bu galaktik olayın aşağıda gördüğünüz görüntüsünü yakaladı. Teleskobu NASA ve Kanada Uzay Ajansı ile birlikte inşa eden Avrupa Uzay Ajansı’ndan yapılan açıklamada, “Çoğu spiral galaksinin merkezinde olduğu gibi NGC 4258’in merkezinde de süper kütleli bir kara delik var, ancak bu kara delik özellikle aktif” denildi.
Bir kara deliğin yörüngesindeki her şey parçalanıyor.
Kara deliklerin kendileri ışık yaymasa da, etraflarındaki alev alev yanan sıcak madde ışık yayıyor. Bir kara deliğin yörüngesindeki çoğu şey parçalanıyor ve kara deliğin etrafında hızla dönerek süper sıcak, çörek benzeri bir “yığılma diski” oluşturuyor. Bu kozmik toz ve gaz durmaksızın dönerken uzaya ışık ve enerji saçıyor. Daha da önemlisi, bu kozmik malzemenin bir kısmı hızla kara deliğin içine düşebiliyor ve burada aşırı hızlarda hareket ederek ısınıyor ve parlayan ışık üretiyor.
Galaksimizin banliyölerinde yaşıyoruz.
Bu süper kütleli kara delik çok fazla kozmik yemek yutuyor. Ancak bu parlayan madde uzay ile kara delik arasındaki “olay ufku” adı verilen son sınırı geçtiğinde, artık ışık yayılmaz. Geri dönüşü olmayan noktayı geçiyor. Ayrıca “Messier 106” olarak da bilinen galakside, sıcak gazdan oluşan iki adet yayılan yeşil çıkış da açıkça görülebiliyor.
Uzay ajansı, “Muhtemelen kara deliğin etrafındaki gazın şiddetli çalkalanmasıyla ortaya çıkan ve kıyıya yakın bir kayaya çarptığında okyanustan yukarı doğru çarpan bir dalgaya benzer bir fenomen yaratan dışarı akan malzemeden kaynaklanıyorlar” açıklamasını yaptı. Sarmal kırmızımsı-turuncu bölgeler kendi Samanyolu galaksimizin toz ve yıldız dolu sarmallarına benziyor. Burada güneşimiz ve güneş sistemimiz galaktik merkezden uzakta, Samanyolu’nun kollarından birinde yer alıyor. NASA, “Galaksimizin banliyölerinde yaşıyoruz” diye açıklıyor.
Kaynak: Mashable