Gündem Haberleri

Kadın Cinayetleri Raporu: 2024’ün İlk 10 Ayında 296 Kadın Öldürüldü!

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na göre, 2017-2023'te Türkiye'de şüpheli kadın ölümleri %82 arttı; 2010'dan 2024 Ekim'e kadar 4.255 kadın cinayeti işlendi.
Kadın Cinayetleri

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu‘nun raporlarına göre, Türkiye‘de 2017 ile 2023 yılları arasında “şüpheli kadın ölümleri” %82 oranında arttı. Platformun derlediği veriler, 2010 yılından 2024 yılının Ekim ayına kadar toplamda 4.255 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. Bu süreçte, kadın cinayetlerinin yanı sıra şüpheli kadın ölümleri de ciddi şekilde artış gösterdi. Özellikle 2024 yılının ilk 10 ayında 296 kadın cinayeti işlenirken, 184 kadın ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.

Kadın cinayetleriyle ilgili en yüksek ölüm oranı 2017 yılında kaydedildi; o yıl 408 kadın öldürüldü. En düşük kadın cinayeti oranı ise 2011 yılında, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladığı dönemde görüldü. 2011’de 121 kadın cinayeti gerçekleşti. Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan ve kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir adım olan İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’nin imzasını çektiği 2021 yılında, kadın cinayetlerinde tekrar bir artışa neden oldu. Türkiye, Temmuz 2021’de sözleşmeden çekildiğini açıklamış ve aynı yıl içinde 280 kadın cinayeti yaşanmıştı. Bu oran, 2022 yılında %20 artış göstererek 334’e yükseldi.

Kadın cinayetlerinin temel sebeplerinden biri cezasızlık politikası.

Şüpheli kadın ölümlerinin artışına dikkat çeken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan avukat Esin İzel Uysal, bu durumun etkin bir soruşturma yapılmamasından kaynaklandığını belirtti. Uysal, özellikle kadınların yüksek yerlerden düşerek hayatlarını kaybettiği vakaların “intihar” olarak değerlendirildiğini ve bu nedenle soruşturmaların hızlıca kapatıldığını vurguladı. Bu ölümlerin birçoğunun şüpheli olmasına rağmen yeterince araştırılmadığını dile getiren Uysal, “Kadınların bir denge sorunu yok, buradaki esas sorun, dosyaların etkin şekilde soruşturulmaması ve kadın ölümlerinin üzerinin örtülmeye çalışılması” dedi.

Uysal, şüpheli ölümlerin artmasının yanı sıra kadın cinayetlerinin temel sebeplerinden birinin “cezasızlık politikası” olduğunu savundu. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a yönelik saldırıların bu durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. Uysal, 6284 sayılı kanunun kadına yönelik şiddeti önlemek için önemli düzenlemeler içerdiğini, ancak son yıllarda bu kanunun içeriğinin boşaltılmaya çalışıldığını ifade etti. Kanun kapsamında uygulanan “zorlama hapis” cezalarına itiraz yolunun açılmaya çalışıldığını belirten Uysal, bunun kadınları daha da korumasız hale getirdiğini söyledi.

Cezaların caydırıcı olması hayati önem taşıyor.

Avukat Esin İzel Uysal, kadınların devlet korumasından mahrum kaldıklarını hissettiğini dile getirerek, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrası birçok kadının kendilerine “Artık devlet beni korumayacak mı?” sorusunu sormaya başladığını belirtti. Uysal, şiddet ve kadın cinayetleriyle mücadelede caydırıcılığın sağlanması gerektiğini, aksi halde “cezasızlık politikasının” kadınların yaşamlarını tehlikeye attığını vurguladı.

Uysal ayrıca, sokak ortasında yaşanan taciz vakalarında da cezasızlığın devam ettiğini belirterek, geçtiğimiz günlerde Beyoğlu’nda tacize uğrayan bir kadının olayında, faillerin serbest bırakıldığını ancak olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılması ve kamuoyu tepkisinin artması üzerine faillerin yeniden gözaltına alındığını ve tutuklandığını hatırlattı. Bu tür örneklerin cezasızlık politikasının bir sonucu olduğunu söyleyen Uysal, cezaların caydırıcı olmasının hayati önem taşıdığını dile getirdi.

6284 sayılı kanunun tam anlamıyla uygulanmalı.

Kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin çözümünde 6284 sayılı kanunun tam anlamıyla uygulanmasının gerektiğini belirten Uysal, bu kanunun elektronik kelepçe gibi teknik düzenlemeler ve zorlama hapis kararları gibi önleyici tedbirler içerdiğini, ancak uygulamada büyük eksikliklerin olduğunu vurguladı. Kadına yönelik şiddeti önlemek için yapılan yasal düzenlemelerin tam anlamıyla hayata geçirilmediği sürece bu mücadelede başarılı olunamayacağını söyleyen Uysal, İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar imzalanması ve 6284 sayılı kanunun etkin şekilde uygulanması için mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.

Türkiye’de kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerindeki artışın en büyük nedenlerinden biri olarak cezasızlık politikası gösteriliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kadınların hayatını koruma mücadelesine devam ederken, yasal düzenlemelerin tam anlamıyla uygulanmaması ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin bu sorunu derinleştirdiğini vurguluyor.

Kaynak: Euronews
Paylaşımlar:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir