Yeni yapılan bir araştırmaya göre, günlük kahve ve çay tüketimi, baş ve boyun kanserine yakalanma riskini azaltabilir. ABD’deki bilim insanları, baş ve boyun kanserine sahip bireylerin diyetlerini incelemek için 25.000’den fazla kaydı derleyerek, kafeinli kahvenin baş ve boyun kanseri riskini yüzde 17’ye kadar azalttığını ortaya koydu. Araştırma, önceki 14 çalışmadan elde edilen verileri kullanarak, kahve tüketiminin kanser riskini nasıl etkilediğini inceledi.
Bulgular, günde dört fincandan fazla kafeinli kahve içen kişilerin baş ve boyun kanserine yakalanma olasılığının belirgin bir şekilde azaldığını gösterdi. Özellikle ağız kanseri riskinin yüzde 30, boğaz kanseri riskinin ise yüzde 22 oranında düştüğü tespit edildi. Ayrıca, günde 3-4 fincan kahve içmenin boğazın alt kısmındaki kanser riskini yaklaşık yüzde 40 oranında azalttığı belirtildi.
Kahve ve çay, tütün ve alkolün zararlı etkilerini dengeleyebilir.
Araştırmanın bir diğer önemli bulgusu ise kafeinsiz kahvenin de bazı koruyucu etkiler sunduğu. Kafeinsiz kahve içmek, ağız kanseri riskini yüzde 25 oranında düşürmekle ilişkilendirildi. Çayın da benzer şekilde baş ve boyun kanserlerine karşı koruyucu etkileri olduğu ancak aşırı tüketiminin gırtlak kanseri riskini artırabileceği gözlemlendi.
Araştırma, baş ve boyun kanserlerinin, özellikle tütün ve alkol tüketiminin tetiklediği mutasyonlarla bağlantılı olduğunu hatırlatarak, kahve ve çayın bu zararlı etkileri dengeleyebilecek potansiyele sahip olduğunu ortaya koydu. Ancak, bu bulguların kesinleşmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Baş ve boyun kanserleri, her yıl 900.000 kişiyi etkiliyor.
Baş ve boyun kanserleri, dünya genelinde her yıl yaklaşık 900.000 kişiyi etkiliyor ve ölüm oranları yüksek. Bu hastalık, gelişmiş ülkelerde insan papilloma virüsü (HPV) aşıları sayesinde azalırken, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu bölgelerde artmaya devam ediyor. Yuan-Chin Amy Lee, Utah Üniversitesi’nden epidemiyolog, “Kahve ve çay tüketimi ile kanser riskinin azaltılması konusunda daha fazla veri ve ileri çalışmalar gerekmektedir” diyerek, bu alandaki araştırmaların önemini vurguladı.
Kaynak: ScienceAlert