Eyüpsultan Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen “İstanbul’da Deprem ve Kentsel Dönüşüm” panelinde Prof. Dr. Naci Görür, olası bir Marmara depreminin Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını büyük ölçüde riske atabileceğini ifade etti.
Panele, Bilim Akademisi üyesi ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür’ün yanı sıra Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, İBB KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İMİDER Başkanı İrfan Tutacak ve birçok dernek temsilcisi katıldı. Prof. Dr. Görür’ün konuşması, katılımcılar arasında büyük ilgi uyandırdı ve dikkatle dinlendi.
“Deprem ulursa Türkiye diz üstü çöker”
Prof. Dr. Görür, panelde Marmara bölgesinin Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde altmışını oluşturduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi: “Eğer bir deprem meydana gelirse ve Marmara’daki ekonomik faaliyetler durursa, sadece Marmara değil, tüm Türkiye etkilenir. Ekonomik ve siyasi özgürlüğümüz tehlikeye girer, ülke zorlu bir döneme girer.”
“Deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım”
Marmara Bölgesi’nde 7.5 şiddetinde deprem öngördüğünü söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, “Marmara Denizi’ndeki fay sistemi 160 kilometre uzunluğunda Kuzey Anadolu hattının kuzey kolu. Hala denizin içerisinde. Marmara Denizi’nde bu fayın en son deprem tarihi, 1766 Ağustos ve Mayıs ayıdır. Hatta 22 Mayıs, yarın da depremin yıldönümü. Binlerce insanı o zaman öldürdü. İstanbul 1766 yılında 7 şiddetinin üzerinde 2 deprem yaşıyor. Şu an sene 2024. Bu fay sistemi her 250 yılda bir deprem görür. Yani 250 senede enerji birikiyor ve deprem yapıyor. Rahatlıyor ve 250 sene sonra bir daha oluyor. 1766 yılının üzerine 250 ekleyin ve 2016 yapar. O yüzden biz ‘İstanbul’u depreme hazırlayın’ diye bağırıyoruz. ‘Marmara Bölgesi’ne ve İstanbul’a dikkat edin’ diyoruz. Fay hattı kırılırsa 7.5 şiddetine varan deprem olacak. Benim derdim, deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım. Deprem mekanizması bu ülkede 13,6 milyon sene önce başladı. 13,6 milyon seneden beri bu topraklarda deprem oluyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Naci Görür, depremin sonuçlarına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Deprem, en büyük çevre felaketidir. Çevrenin kirlenmesi, sağlıklı bir yaşamı imkansız hale getirir. Kanalizasyon patlamaları ve içme suyunun kirlenmesi gibi sorunlar, uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.”
Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Görür, levha sınırlarının hareketinin durdurulamayacağını ve bu nedenle depremlerin devam edeceğini vurguladı. “Deprem, yeryüzünün yaşamasını sağlar. Yeryüzünde bir döngü meydana gelmesini sağlar” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Naci Görür, toplum olarak her bireyin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı:
Herkesin olası büyük bir felakete karşı bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Görür, şu ifadeleri kullandı: “Eğer çocuklarımızın depremde ölmesini istemiyorsak, önce kendimizi değiştirmeliyiz. Belediye başkanlarının işleri mi yapması gerekiyor, yoksa kaçak işlerin peşine mi düşmeli? Bu konuda toplum olarak karar vermemiz gerekiyor.”
Kaynak: Anlatılanın Ötesi