Hepimiz o anları biliriz: Sohbet bir anda durur, ortam sessizleşir, herkes telefonuna gömülür ya da aynı konuları konuşup dururuz. Arada “Ee başka ne var?” ya da “Yeni bir şey var mı?” gibi kurtarıcı sorular atılsa da, o an sohbetin yönü pek değişmez. Böyle durumlar için hazırlıklı olmak, hem sohbetin kurtarıcısı hem de ortamın yıldızı olmanın ilk kuralı.
Bu yüzden elinizde ilginç bilgiler olursa, sadece sessizliği bozmakla kalmaz, aynı zamanda insanları düşündürüp güldürebilirsiniz. “Vay be, bunu hiç düşünmemiştim!” dedirten bir bilgi ya da herkesi güldüren ufak bir detay kurtarıcı olabilir.
Karşınızda “Aa, ciddi misin?” dedirtecek o 10 bilgi:
1. Uzayın bir kokusu var. Hem de barbekü gibi!
Astronotların anlattığına göre, uzay boşluğunda bir yürüyüşten sonra kıyafetleri ve ekipmanları garip bir koku yayıyor. Kömürleşmiş biftek, sıcak metal ve hatta biraz barut karışımı gibi bir koku yayıyor. Hatta ek bir bilgi, NASA, bu kokuyu taklit etmek için özel bir parfüm bile üretmiş. Bunun amacı, astronotların uzay ortamına alışmasını sağlamakmış.
2. Tembel hayvanlar o kadar tembel ki tüylerinde küf büyüyor.
Adı üstünde: Tembel hayvan! Bu arkadaşlar o kadar yavaş hareket eder ki, tüylerinin arasında küf, yosun ve çeşitli mikroorganizmalar büyüyebiliyor. Ancak bu, onlar için bir sorun değil, çünkü bu yosunlar tam anlamıyla kamuflaj sağlıyor. Düşmanları onları bir yaprak zannedip yanlarından geçip gidiyor. Ayrıca tembel hayvanlar genelde günde 15 saat kadar uyurlar ve haftada sadece bir kez tuvalete gitmek için ağaçtan inerler.
3. Plüton’un bir yılı tam 248 dünya yılına bedel!
Plüton’da bir yılı tamamlamak bizim dünyada tam 248 yıl sürüyor. Şöyle düşünün: 1774 yılında I. Abdülhamit tahta çıktığında Plüton hala aynı yılın içindeydi. Bugün halen “Yıl bitmedi mi ya?” diye şikayet eden bir Plüton sakini var mıdır bilmiyoruz, ama bir şey kesin: Plüton’da yaşasaydık doğum günü kutlaması gibi dertlerimiz olmazdı. Hatta Plüton yılı o kadar uzun ki, Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenlerin çoğu bu süre içinde birkaç tur atıyor.
4. Pandalar kendi özel güvenlik kamerasına sahip.
Panda koruma merkezlerinde, bu tatlı hayvanların her hareketi özel kameralarla izleniyor. Peki neden? Çünkü pandalar dünyadaki en sakar hayvanlardan biri! Ağaca tırmanıp inememek, yuvarlanmak, hatta birbirlerine çarpmak gibi olaylar onların günlük rutinlerinden. Bu kadar sakar oldukları için pandaların başına bir şey gelmesin diye 7/24 gözlem altındalar. İşin daha tatlı tarafı, bu görüntüler internette viral olup bizi gülmekten kırıp geçiriyor.
5. İnsanlar yılda ortalama 8 böcek yutuyor.
Uyurken ya da farkında olmadan yılda ortalama 8 küçük böcek yutuyoruz. “Ben yutmam kardeşim, ağzım kapalı uyuyorum!” diyenler olabilir ama böceklerin stratejik zekasını küçümsememek gerek. Böcekler geceleri sıcak ve nemli yerler ararken kendilerini istemeden midemizde bulabiliyor. Bu bilgi biraz rahatsız edici olabilir, ama iyi tarafından bakalım: Ekstra protein alıyoruz.
6. Denizatlarında erkekler hamile kalıyor!
Denizatlarında işin en ilginç tarafı, çocuk doğurma görevini erkeklerin üstlenmesi! Dişi denizatı, yumurtalarını erkeğin karnındaki özel bir kese içine bırakıyor. Erkek, bu yumurtaları döllüyor ve bir süre sonra bebek denizatlarını doğuruyor. Hatta erkek denizatları, bu kesenin içindeki yumurtaları taşırken kendilerine özel bir “sıkılma” hormonu salgılıyor. Yani doğum stresini onlar da yaşıyor!
7. Zürafaların dili o kadar uzundur ki kendi kulaklarını yalayabilirler!
Zürafaların dilleri tam 45-50 cm uzunluğundadır ve oldukça esnektir. Bu uzun dil, yaprakları dallardan kolayca koparmalarına yardımcı olur. Zürafalar bu uzun dilleriyle kulaklarını bile yalayıp kaşıyabiliyor.
8. Buz dağlarının yalnızca %10’u görünür.
Düşünün, devasa bir buz dağını gördünüz. Kocaman, korkutucu, tam bir doğa harikası… Ama işin gerçeği şu ki, buz dağlarının yalnızca %10’u suyun üzerinde görünüyor. Geri kalan %90’lık kısmı suyun altında saklanıyor. Bu yüzden “Titanik’i batıran şey bir buz dağı değil, görünmeyen kısmıydı” diyebiliriz. Bu bilgi, metaforik anlamda da oldukça güçlü: Hayatta her şey göründüğünden çok daha derin olabilir!
9. Koalaların parmak izleri insanlara çok benzer.
Koalalar o kadar tatlıdır ki, sanki tüm gün ağaçta oturup yaprak yiyorlar diye suç işleyemezler gibi gelir. Ama ilginç bir bilgi: Koalaların parmak izleri, insanlarınkine o kadar çok benzer ki, cinayet mahallinde bırakılan bir koala parmak izi bir dedektifi bile yanıltabilir.
10. Kediler insanlara bebek muamelesi yapar.
Kediler diğer kedilere miyavlamazlar. Kediler miyavlamayı yalnızca insanlara yapar. Bunun nedeni ise sizi kendi yavruları gibi görmeleri. Yani kediniz size miyavlıyorsa, “Beni besle, ilgilen, oyuncağımı getir” gibi taleplerde bulunuyordur. Kediler ayrıca mırlama sesini yalnızca rahat hissettiklerinde çıkarır. Eğer kediniz size mırlıyorsa, muhtemelen onu çok mutlu etmişsinizdir. Unutmayın: Kediler her zaman patron. Siz sadece onların kölelerisiniz!
Kaynak: BBC , Tubitak , Barış Özcan , Opereysin