ABD, modern tarihin en çekişmeli seçimlerinden birini tamamladı. Seçmenler, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ve Demokrat aday Kamala Harris arasında tercih yaptı. Resmi olmayan sonuçlara göre Trump seçimden galip çıkarken, piyasalar da bu belirsiz sürece hemen tepki verdi. Saxo Markets’tan Charu Chanana, Trump’ın erken oy sayımında öne geçmesinin ardından doların değer kazandığını belirtti. Özellikle Meksika pesosu, euro ve Japon yeninde zayıflamalar dikkat çekti. Asya piyasalarında likiditenin düşük olduğu bu süreçte Trump lehine fiyatlamaların arttığı gözlemlendi.
Monex Inc.’den Helen Given ise, düşük likiditenin devam eden dalgalanmalara zemin hazırladığını ifade etti. Gece boyunca Asya piyasalarında dalgalanmaların devam etmesi bekleniyor. UBS Global Wealth Management’tan Mark Haefele, seçim sonuçlarının ABD hisse piyasaları üzerindeki uzun vadeli görünümü değiştirmeyeceğini öngörüyor. Haefele, S&P 500 endeksinin 2025 yılı sonuna kadar 6.600 seviyelerine çıkabileceğini belirterek, ABD büyümesindeki pozitif gidişat, düşük faiz oranları ve yapay zekâdaki gelişmelerin bu artışı destekleyeceğini kaydetti. Haefele’e göre, seçim sonuçları ne olursa olsun piyasalardaki temel itici güçler değişmeyecek.
ABD başkanlık seçiminde Trump ve Harris için farklı ekonomik senaryolar bekleniyor.
Brown Brothers Harriman & Co’dan Win Thin ve Elias Haddad, Trump’ın kazanması halinde mali ve ticaret politikalarının enflasyonu artırabileceğini, bunun da dolar ve tahvil getirilerini yükseltebileceğini belirtti. Ancak Trump’ın belirsiz döviz politikalarının dolar üzerinde baskı yaratabileceğine de dikkat çektiler. Kamala Harris’in kazanması durumunda ise doların başlangıçta düşüş yaşaması bekleniyor; ancak güçlü ABD ekonomisi toparlanma sağlayabilir. Harris’in mali politikalarının Fed’in fiyat istikrarı politikasına daha az müdahale edeceği tahmin ediliyor.
Ekonomi ve sektör performansı, Fed’in uyumlu politikalarıyla güç kazanıyor.
Main Street Research’ten James Demmert, yatırımcıların seçimin ötesine bakarak ekonomiyi yönlendiren temel dinamiklere odaklanması gerektiğini söyledi. Ekonomik veriler ve kazançların beklenenden iyi performans gösterdiğini belirten Demmert, birçok hisse senedinin makul fiyatlarda olduğunu ve Fed’in uyumlu bir modda olduğunu ifade etti. Özellikle teknoloji, telekom, finans, sanayi, kamu hizmetleri ve enerji sektörlerinde cazip yatırım fırsatları bulunduğunu vurguladı. Demmert’e göre, Fed’in bu hafta yapması beklenen faiz indirimleri, piyasalar için uygun bir zemin hazırlıyor. Faiz oranlarında 25 baz puanlık düşüş öngörülürken, ekonomik verilerin de bu yönde kararları desteklediği belirtiliyor.
Kaynak: BloombergHT