Sosyal öğrenme teorisi, suç sosyolojisinde suç davranışlarının nasıl öğrenildiğini açıklayan önemli bir yaklaşım. Bu teori, Amerikalı psikolog Albert Bandura tarafından geliştirilen sosyal öğrenme teorisinin suç ve sapkınlık davranışlarına uyarlanmış hali ve sosyolog Edwin Sutherland‘ın “differential association” (farklılaşan birliktelik) teorisinden de etkilenmiştir. American History X filmi, Sutherland’ın teorisini açıklamak için güçlü bir bağlam sunuyor.
Sosyal öğrenme teorisine göre, suç davranışları tıpkı diğer sosyal davranışlar gibi öğreniliyor. Bu öğrenme süreci, özellikle sosyal çevre, aile, arkadaş grupları ve medya aracılığıyla gerçekleşiyor. Suçlu davranışların öğrenilmesi şu dört temel süreçle açıklanıyor:
- Taklit (Modelling): İnsanlar, çevrelerindeki bireylerin davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğreniyorlar. Özellikle çocuklar, ebeveynlerini, arkadaşlarını veya medyada gördükleri kişileri taklit edebiliyorlar. Eğer taklit edilen davranışlar suç içeren eylemler ise, birey de bu suçlu davranışları öğrenebiliyor.
- Pekiştirme (Reinforcement): Davranışlar, ödül ve ceza yoluyla pekiştiriliyor. Eğer bir birey suç işlediğinde ödüllendiriliyor veya olumlu sonuçlar elde ediyorsa (örneğin, hırsızlık yaparak para kazanmak), bu davranışın tekrarlanma olasılığı artıyor. Tersine, suç davranışı cezalandırılırsa, bu davranışın tekrarlanma olasılığı azalabiliyor.
- Ödül ve Ceza (Rewards and Punishments): Davranışların öğrenilmesinde ödüller ve cezalar kritik bir rol oynuyor. Ödüllendirilen davranışlar tekrarlanırken, cezalandırılan davranışlar genellikle azalıyor. Ancak, ödüllerin ve cezaların birey üzerindeki etkisi kişisel algılara, sosyal çevreye ve kültürel değerlere göre değişiklik gösterebiliyor.
- Tutumlar ve İnançlar (Attitudes and Beliefs): Sosyal öğrenme teorisi, bireylerin suç davranışlarına yönelik tutum ve inançlarının bu davranışları nasıl etkilediğine de dikkat çekiyor. Örneğin, suç davranışlarının normal ya da kabul edilebilir olduğuna inanmak, bireyin bu davranışları sergileme olasılığını artırabiliyor.
1998 yapımı “American History X”, radikal bir dönüşümün ve ırkçılıkla mücadelenin çarpıcı öyküsünü sunuyor.
Film, Derek Vinyard’in (Edward Norton) hayatını merkezine alıyor. Derek’in babası, bir uyuşturucu satıcısı tarafından öldürüldü. Bu trajik olay, Derek’in öfkesini ve intikam arzusunu tetikledi. Derek, babasının ölümünden sonra, ırkçı ideolojilere sahip bir neo-Nazi grubunun önemli bir üyesi haline geldi. İntikam almak amacıyla, toplumun dışladığı kişilere karşı şiddet eylemlerinde bulundu. Filmde önemli bir rol oynayan Cameron, Derek Vinyard’in (Edward Norton) neo-Nazi çetesinde yer alan ve Derek’in “işe alım” işlemlerini yöneten bir karakter olarak dikkat çekiyor.
Cameron, Derek’in ideolojik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olan ve çetenin iç işleyişinde kritik bir rol oynayan bir figür. Derek’in şiddet yanlısı ve ayrımcı görüşlerini destekleyen Cameron, filmde çetenin önemli bir üyesi olarak tanıtılıyor. Derek, arabasını çalmaya çalışan iki kişiyi öldürdü ve bu eyleminden dolayı hapse girdi. Hapiste geçirdiği süre boyunca, Derek’in dünyaya bakışı değişti. Radikal görüşlerinden pişmanlık duyarak, eski yaşam tarzını terk etti. Hapisten çıktıktan sonra, tek amacı kardeşi Danny’i (Edward Furlong) bu yanlış yoldan geri döndürmek oldu.
American History X, Sutherland’ın Farklılaşan Birliktelik Teorisini destekler nitelikte.
Edwin H. Sutherland’ın Farklılaşan (Differential) Birliktelik Teorisi, suçun öğrenilen bir davranış olduğunu ve bireylerin suçlu davranışları yakın çevrelerinden öğrendiklerini öne sürüyor. Sutherland’a göre, suç davranışları da diğer tüm davranışlar gibi öğreniliyor ve bu süreç özellikle kişinin yakın çevresindeki kişilerle olan etkileşimleri sırasında gerçekleşiyor. American History X filmi, Sutherland’ın teorisini açıklamak için güçlü bir bağlam sunuyor.
Sutherland’ın teorisine göre, suç bir öğrenme süreci ve bu süreç, bireyin çevresindeki kişilerle kurduğu ilişkiler üzerinden gerçekleşiyor. Filmde Derek, beyaz üstünlükçü bir grubun lideri haline gelirken, bu ideolojiyi ve suç davranışlarını çevresindeki kişilerden öğreniyor. Bu gruba dahil olan bireyler, Derek’in suç eğilimlerini pekiştiriyor ve suç işlemeyi meşrulaştıran değerleri ona aşılıyor. Bu süreç, Sutherland’ın suçun öğrenilen bir davranış olduğuna dair temel savını desteler nitelikte.
Sutherland, suçun özellikle bireyin yakın çevresiyle olan etkileşimler sırasında öğrenildiğini belirtiyor.
Derek’in en yakın çevresi olan ailesi, arkadaşları ve neo-Nazi grubu, suçlu davranışlarını etkileyen temel faktörler. Derek’in babasının ölümü sonrasında ailede otorite boşluğu oluşuyor ve Derek, neo-Nazi lider Cameron Alexander’ın etkisi altına giriyor. Cameron, Derek’in suç davranışlarını şekillendiren önemli bir figür ve Sutherland’ın teorisindeki “yakın ilişkilerin suçu nasıl etkilediği” ilkesini somutlaştırıyor. Derek’in babasının ölümünden önceki sahnede, babasının ırkçı ve ayrımcı söylemleri, Derek’in düşünce yapısını şekillendiriyor. Babası, masum bir sohbet sırasında Derek’e, siyahilerin ve göçmenlerin toplumdaki konumunu küçümseyen sözler söylüyor. Bu erken yaşta maruz kalınan ayrımcı söylemler, Derek’in nefret ideolojisini benimsemesine zemin hazırlıyor. Ailedeki bu tür öğrenme, sosyal öğrenme teorisinin bir başka önemli unsuru olan “davranışların aile içi aktarımı”na örnek.
Farklılaşan Birliktelik Teorisi, suçun bir norm ve değerler seti olarak öğrenildiğini öne sürüyor. Derek’in dahil olduğu grup, şiddet ve ayrımcılığı meşru gören normlara sahip. Bu grup içindeki normlar, Derek’in davranışlarını şekillendiriyor ve suç işlemeyi haklı gösteriyor. Neo-Nazi grubu, Derek’e şiddetin doğru bir çözüm olduğunu öğretiyor ve bu normları içselleştirmesini sağlıyor. Bu, Sutherland’ın suçun değerler aracılığıyla öğrenildiği fikriyle örtüşüyor.
Bireyin suçlu olup olmaması, suç eğilimli normların, suç karşıtı normlara göre ne kadar baskın olduğuna bağlı.
Derek’in çevresindeki suç eğilimli gruplar ve Cameron’un etkisi, onun suç işleme olasılığını artırırken, hapishanedeki deneyimi ve Lamont ile kurduğu dostluk, bu eğilimleri tersine çevirmeye başlıyor. Hapishanede yaşadığı hayal kırıklıkları ve yeni kurduğu ilişkiler, suç karşıtı eğilimlerin Derek üzerinde yeniden baskın hale gelmesine yol açıyor.
Sutherland, suçun öğrenilmesinde suçlu ilişkilerin sıklığı, süresi ve yoğunluğunun kritik olduğunu vurguluyor. Derek’in suç davranışlarını öğrenme sürecinde, neo-Nazi grubu ile olan sürekli ve yoğun etkileşimleri, onun suçlu davranışlarını pekiştiriyor. Cameron ve grup üyeleriyle sürekli bir arada bulunması, Derek’in bu normları derinlemesine benimsemesine neden oluyor. Diğer yandan hapishanedeki süreklilik gösteren farklı etkileşimler, Derek’in suç karşıtı bir kimlik geliştirmesinde etkili oluyor.
Derek ve Danny arasındaki ilişki, suçun nasıl nesiller arası aktarılabileceğinin bir göstergesi.
Derek’in suçlu kimliği ve ideolojisi, Danny üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Danny, abisinin yaptıklarını sorgulamadan benimsiyor ve bu davranışları tekrar ediyor. Bu, Sutherland’ın suçun bireyler arasında nasıl aktarıldığını ve nesiller boyu nasıl sürdüğünü açıklayan bir örnek. Derek’in suçlu kimliğinden uzaklaşma süreci, farklı çevreler ve deneyimlerle kurduğu yeni ilişkilerle mümkün oluyor. Hapishanede farklı gruplarla kurduğu temaslar, Derek’in suç eğilimli normlardan uzaklaşmasına yardımcı oluyor. Bu da Sutherland’ın, bireyin suç davranışlarından uzaklaşmasının mümkün olduğunu, ancak bunun için sosyal çevre değişikliğinin kritik rol oynadığını vurguluyor.
American History X, Sutherland’ın Farklılaşan Birliktelik Teorisi’nin suçun nasıl öğrenildiğini ve sosyal çevrelerin suç davranışları üzerindeki etkisini net bir şekilde gösteriyor. Film, bireylerin suçlu davranışlarını yalnızca gözlem yoluyla değil, aynı zamanda çevrelerindeki normları içselleştirerek nasıl öğrendiklerini de güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.
Sosyal öğrenme teorisi ve suç sosyolojisi üzerine kitaplar;
- “Social Learning and Personality Development” – Albert Bandura ve Richard H. Walters
- “Deviant Behavior: A Social Learning Approach” – Ronald L. Akers
- “Criminological Theories: Introduction, Evaluation, and Application” – Ronald L. Akers ve Christine S. Sellers
- “Differential Association, Reinforcement, and Imitation: Sociological Approaches to Crime and Deviance” – Edwin H. Sutherland ve Donald R. Cressey
- “Criminal Behavior: A Psychological Approach” – Curt R. Bartol ve Anne M. Bartol
- “Social Learning Theory” – Albert Bandura
- “The Psychology of Criminal Conduct” – D.A. Andrews ve James Bonta
- “Childhood and Crime: Theories and Research” – Jennifer M. Murray ve A. W. C. Nellis
- “The Routledge International Handbook of Children and Crime” – Ben R. K. M. Johnstone
- “Juvenile Delinquency: Causes and Control” – James C. Howell
- “Theories of Juvenile Delinquency” – Robert Agnew
*Bu kitaplara Open Library üzerinden ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.
Türkçeye çevrilen – Türkçe kitaplar;
- “Suç Sosyolojisi” – Hüseyin Bal
- “Çocuk, Suç ve Sokak” – Tülin İçli
- “Kriminoloji” – Tülin İçli
- “Çocuk ve Suç” – Haluk Yavuzer
- “Suçlu Kim?” – Sezer Ayan
- “Kriminoloji” – Timur Demirbaş
- “Yabanıl Toplumda Suç ve Gelenek” – Bronislaw Malinowski
- “Suçlu İnsan” – Cesare Lombrosso
- “Kriminoloji Suç-Suçlu-Ceza” – Raffaele Garofalo
Kaynak: BeyazPerde