Patates cipsi, dünya genelinde en çok satılan paketli atıştırmalıklardan biri olarak büyük bir popülariteye sahip. Ancak, cips paketlerinin büyük kısmının boş görünmesi, birçok tüketicinin gözünde cips üreticilerinin onları dolandırmaya çalıştığı izlenimi yaratıyor. Ancak, bu durumun ardında bilimsel bir açıklama yer alıyor.
Cips paketlerinde görülen “hava”, aslında nitrojen gazı. Üreticiler, cipslerin kırılmaması ve uzun süre taze kalabilmesi için paketleri hava yerine nitrojenle dolduruyor. Bu işleme Modifiye Atmosfer Paketleme (MAP) deniyor. Nitrojen, oksijenin aksine bakterilerin üremesini engeller ve cipslerin tazeliğini korur. Oksijen ise nemi artırarak cipslerin yumuşamasına ve bozulmasına yol açabilir.
Cipslerin ezilmesini ve bayatlamasını engellemek için yeni çözümler arandı.
Cips paketleri, 1920’lerde patates soyma makinelerinin icadı ile daha hızlı üretilebilen bir ürün haline geldi. Ancak, cipslerin ezilmesini ve bayatlamasını önlemek amacıyla kullanılan ilk ambalajlar yetersizdi. 1980’ler ve 1990’larda yapılan yeniliklerle, nitrojen gazı kullanımı yaygınlaşarak cipslerin tazeliğini koruma amacına hizmet etti.
Sanatçı Henry Hargreaves, cips paketlerindeki boşlukları inceledi.
Sanatçı Henry Hargreaves, cips paketlerindeki büyük boşlukları incelemeye karar verdi ve paketlerdeki hava oranını ölçtü. Hargreaves, cipslerin içinde gerçekten de hava yerine nitrojen gazı bulunduğunu ortaya koydu. Hargreaves, nitrojenin cipsleri taze tutmak ve kırılmalarını engellemek için etkili bir yöntem olduğunu vurguladı.
Ancak, fazla hava dolu paketlerin taşınmasının verimsiz olduğuna dikkat çeken Hargreaves, bu durumun çevresel bir sorun oluşturduğunu belirtti. Doritos taşıyan her 100 kamyondan 86’sının gereksiz yere yolda olduğunu ifade etti. Ayrıca, Pringles gibi markalarda da fazla hava bulunduğunu ve bu paketlerin aslında tüketiciye sunulandan daha az cips içerdiğini dile getirdi.
Kaynaklar: BBC, The Hindu