Uydular, telekomünikasyon ve hassas konumlandırma hizmetlerinin yanı sıra hava durumu tahminleri, kontrol edilemeyen yangınlar, seller, doğal afetler ve atmosfere salınan kirleticilerin izlenmesi gibi pek çok analizle de güvenliğimizi sağlıyor.
Dünya’nın yörüngesindeki uydu sayısı son birkaç yılda hızlı bir şekilde arttı ve bu durum yörüngenin aşırı doluluğuna yol açmaya başladı. Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi’nin (UNOOSA) verilerine göre, 11 Haziran itibarıyla gezegenimizin yörüngesinde 11.780 uydu bulunuyor. Bu uyduların büyük bir kısmı çalışır durumda ve çoğunluğu alçak Dünya yörüngesinde yer alıyor.
Sabit yörüngede (GEO) 552, orta Dünya yörüngesinde (MEO) 199, alçak Dünya yörüngesinde (LEO) 8.110 uydu bulunuyor.
Sabit yörünge (GEO): Dünya’nın ekvatorundan 35.786 kilometre yükseklikte yer alan ve jeosenkron yörünge olarak bilinen sabit yörüngeye (GEO) konumlandırılmış bir uydu, Dünya’nın dönüş hızına eşit bir hızda gezegenin etrafında hareket ederek yüzeydeki aynı noktayı takip eder. Bu yörüngede şu anda 552 uydu bulunmaktadır. İletişim ve hava durumu tahmini uyduları genellikle GEO’ya yerleştirilir.
Orta Dünya yörüngesi (MEO): 2.000 kilometre ile GEO arasındaki geniş bölge orta Dünya yörüngesi (MEO) olarak bilinir. Bu yörünge, Küresel Konumlandırma Sistemi, Galileo, GLONASS ve BeiDou gibi navigasyon uydu ağları için ideal bir konumdadır. Şu anda bu yörüngede 199 uydu bulunmaktadır. Bazı uzay internet sağlayıcıları bu bölgeye geçmeyi planlıyor.
Alçak Dünya yörüngesi (LEO): Alçak Dünya yörüngesinin (LEO) giderek kalabalıklaşması, bu durumu tetikleyen en büyük faktörlerden biri olarak belirtilebilir. Şu anda LEO’da 8.110 uydu bulunmaktadır ve bunların 6.050’si SpaceX’in mega takımyıldızı Starlink uydularından oluşmaktadır. Şirket, mevcut uydu sayısını iki katına çıkararak yaklaşık 12.000 uyduya ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca, bu sayı daha da genişletilerek 34.400 uyduya kadar çıkabilir. LEO’da bu kadar fazla uydu yerleştirilmesiyle ilgili birçok endişe bulunmaktadır. Bunların başında, hem ileri astronomi çalışmaları için hem de yapay ışıkların olmadığı bölgelerde oluşan ışık kirliliği nedeniyle gece gökyüzünün büyük ölçüde değişmesi gelmektedir.
Uzay çöplerinin artması endişe yaratıyor.
Başka bir endişe de uzay çöplerinin hızla artmasıdır. Uzay oldukça geniş olmasına rağmen faydalı ve etkili bir şekilde kullanılabilir yörüngeler sınırsız değildir. Uyduların yörüngeleri sık sık yeniden ayarlanmak zorunda kalıyor ve bu hareketler bazı uyduların yollarının kesişmesine neden oluyor. Esas sorun şu anda yaklaşık 3.000 örneği bulunan çalışmayan uydulardan kaynaklanıyor. Bu uyduların yörüngeleri değişmeye devam ediyor ancak bazı önlemler olsa da bu uyduları artık kontrol etmemiz mümkün olmuyor.
LEO’da meydana gelebilecek bir çarpışma, sadece çarpışan uydular için değil çok daha geniş ve son derece olumsuz sonuçlar doğurabilir. Yüksek hızlarla hareket eden uyduların çarpışması, daha fazla kontrolsüz ve hızlı cismin etrafa saçılmasına ve daha fazla çarpışmanın meydana gelmesine neden olacaktır. Bilim insanları, çarpışma sayısının ve uzay enkazı miktarının katlanarak arttığı bir Kessler Sendromu senaryosu ile karşılaşmaktan endişe ediyor. Böyle bir durumda Dünya’ya yakın uzayın tüm bölgeleri aşılması gereken tehlikeli bir alan haline gelebilir.
Kaynak: chip.com