Uzay hakkında merak edilen konularda milyonlarca araştırma, inceleme yapılmış, bu araştırmalar yeni merakları doğurmuştur. Hatta teknolojinin bu kadar ilerlediği süreçte bile uzayla ilgili öğrenmediğimiz, yanlış bildiğimiz birçok konu var.
Çocukken gördüğümüz derslerde veya yaptığımız araştırmalarda genellikle gezegenlerin kendi yörüngelerinde ve güneşin etrafında döndükleri sonucuna varırız. Ancak Güneş’e uzaklık bakımından 5.sırada yer alan Jüpiter’de durum biraz farklı. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşan Jüpiter, Güneş sisteminde yer alan diğer gezegenlerden 2.5 kat büyük. Devasa büyüklükteki bu gezegen, teknik olarak Güneş’in etrafında dönemez.
Jüpiter neden Güneş’in etrafında dönemez?
Galileo Galilei tarafından 17.yüzyılın başlarında keşfedilen Jüpiter’e dair araştırmalar, incelemeler o günden bu yana devam ediyor. Gezegene dair son olarak 2022 yılında yeni uydular keşfedilmiş ve Jüpiter’in toplam uydu sayısı 95’e ulaşmıştı.
Güneş’e yakınlık olarak 5.sırada yer alan Jüpiter, hem kütle hem de çap olarak en büyük gezegendir. Jüpiter öyle bir büyüktür ki neredeyse 1300 dünya büyüklüğünde ve tüm gezegenlerin kütlelerinin toplamının 2.5 katı olan bir dev gezegendir. Bu gezegen diğerlerinin aksine Güneş’in etrafında dönemez. Bunun sebebi ise Jüpiter’in sahip olduğu mevcut kütlesidir.
Bilinenin aksine gezegenler ve yıldızlar birbirlerinin yörüngesinde değil, aslında ortak kütle merkezlerinin etrafında dönerler. Bilim insanları tarafından bu ortak kütle merkezine barycenter adı verilir. Jüpiter, Güneş yüzeyine yakın olmasına rağmen büyüklüğü sebebiyle ağırlık merkezi Güneş’in dışındadır. İşte bu sebeple Güneş ve Jüpiter, barycenter adı verilen ortak bu kütle merkezinin yörüngesinde döner.
Jüpiter ve Güneş, birbirlerini kütlesel ve mesafe olarak da etkiler. Jüpiter’in varlığı nedeniyle Güneş, kütle merkezi etrafında çapı kendisinin çapına eşit bir daire üzerinde saniyede 13 metre yörünge hızıyla hareket eder. Güneş, Jüpiter’den 1000 kat büyük olduğu için ikisinin denge noktası Güneş’e Jüpiter’den 1000 kat daha yakındır.
Uzay da tam olarak böyle bir yer. Her an yeni bir araştırma kafamızdaki bilgileri değiştirebilir, bizlere yeni şeyler öğretebilir.
Kaynak: eksiseyler, Matematiksel, Tübitak